27 Aralık 2012 Perşembe

Çikolatayı Niye Severiz?


Canım sıkılınca bir araştırmalıyım dedim bakın bulduğum sonuçlar ne oldu;

Çikolata içinde yer alan bazı maddeler doğrudan beyni etkiliyormuş. Çikolata kafein, tyramine ve tryptophan içeriyormuş. (Tabii ki yine bu terimleri bilmiyorum :D) Bu maddeler beyinde, kendimiz mutlu hissetmemizi sağlayan dopamine ve serotonin salgılanmasına neden oluyormuş. Bu durumda, çok çikolata yersek çok mutlu olmamız gerekmiş. Hayır, öyle olmuyor. Ço
k fazla çikolata yemek vücudumuzda çok serotonin salgılanmasına neden oluyormuş. Aşırı serotonin de baş ağrısı yapıyor. En iyisi çikolatayı ölçüyü kaçırmadan, dozunda yemekmiş. Başka bir kaynakta da bu yazıyordu: Çikolatanın içeriğindeki kakaoda bulunan antioksidan özelliğe sahip flavonoidler düşük yoğunluklu lipoproteinlerin kötü kolesterolü önlediği için kalp-damar hastalıklarıyla ferç riskini azalttığını ortaya koydular. Ve böylece bayanlarda çikolataya rahatlıkla yemelerinde bir sakınca olmadığını kanısına varıldı.

Oğlum o zaman hep çikolata yediğimizde mutlu oluyoruz yani. İyiymiş. :D Ama bence daha farklı nedenleri olmalı. Tamam ben mesela çikolata yediğimde evet mutlu oluyorum çok da sevimli oluyorum. Hatta çikolataya öyle bir dalıyorum ki bazen ağzım burnum Nutella olmuyor değil. Neyse yorumlar sizin. :D

Planımızı İptal Ettiler...

Koskoca bir hayal kırıklığı daha... Sen kalk o kadar plan program yap son anda gelsin senin güzel ailen planını bozsun. Yapılır mıydı bu bana ya! Şurada kalmış kaç gün iptal etmek nedir? 40 yılın başı bir şey düşündük ya hemen bozulsun zaten. Olmadı ki ama bu böyle. Yakıştıramadım size bunu hıh! Ya zaten son bir kaç gün çok salakça saçma şeyler yaşadım. Kafayı yemek üzereyim... Tamam teyzemler de çok eğleniyoruz ama kankam yanımda olmayacak ki. Banane ya zehir olacak. Amaaan bırakın ya zehir olsa ne yazar ki. Bir şey değişmez bu saatten sonra zaten. Değişirse güzel olur neyse. Ama harbiden çok bunaldım. Neyse umarım yılbaşı gecesi internette takılırken konuşacak, eğlenecek birilerini bulabilirim. Sürpriz istiyorum lan! :D Biri de kalkıp şu kızı mutlu edeyim diye düşünmez mi ya. Yuh. Tamam ben mi çok fazla beklenti içindeyim acaba? Yok yok. Bilmem ki öyle miyim? Bilmiyorum ya tamam saçmaladım. Ama saçmalamakta yakışıyor dimi bana. :D Egom tavan yaptı yine, hadi çok fazla yükselmeden kaçalım biz. :) 

25 Aralık 2012 Salı

"Merlin" Kral Arthur Efsanesinin Müthiş Finali...


Dün akşam BBC One kanalında "Merlin" dizisi final yaptı. Tabi Dizimag'e bugün alt yazılı olarak verildi. Ben de hemen izledim. İzlemek üzere olanlar, final için mendillerinizi hazırlayın benden söylemesi! Abi o nasıl final... Ağladım. İçimden bir parça koptu yani. Öncelikle sizlere Kral Arthur efsanesinden bahsedeyim.


     Kral Arthur efsanevi Camelot kralı (5. yüzyıl sonları ya da 6. yüzyıl başlarında), Britanya mitolojisinde çok önemli bir figür olan Arthur, savaşta ve barışta ideal kralın simgesidir. Arthur, Sakson istilacılara karşı Kelt asıllı Britonların koruyucusu olmuştur.
Arthur adına ilk kez, 6. yüzyıla tarihlenen, erken dönem Kelt halk şiirlerinde rastlanılmıştır.
9. yüzyıl civarına tarihlenen ve birkaç farklı derlemesi olan Galli rahip Nennius'un Historia Brittonum (Britonlar Tarihi)'nde kral olarak değil, tek eli ile 960 kişiyi öldüren bir komutan olarak geçer. Arthur efsanesi ile ilgili en önemli kaynak Monmouthlu Geoffrey'in 1136 yılında yazdığı Historia Regum Britanniae (Britanya Kralları Tarihi)dir.
Taştan sökerek aldığı kılıcı Ekskalibur, büyücüsü Merlin ve meşhur Yuvarlak Masa Şövalyeleri, aslında daha çok Arthur'u konu alan edebiyatçıların ürünleridir. Kral Arthur'un mezarının Avalon'da olduğu idda ediliyor.

Bir başka kaynağa göre; Kral Arthur, hakkında birçok efsane bulunan, 5. ve 6. yüzyılda yaşamış olduğu düşünülen bir İngiliz lider. Arthur'a karşı olan ilgi, 12. yüzyılda Geoffrey of Monmouth tarafından yazılmış olan "Britanya Krallarının Hikayesi" adlı kitap ile ortaya çıkmış. Bu kitapta anlatılan hikayelerin, gerçekleri ne kadar doğru şekilde yansıttığı tartışmalı ve hatta günümüzün tarihçileri, Arthur'un hiç varolmamış olabileceğini de belirtmektedirler.

Arthur'un dönemine ait hikayeler ve bu hikayelerde var olan kahramanlar, metinden metine değişmektedir. Yine de bu tip hikayeleri seven biri olarak hikayenin ilk ortaya atıldığı noktaya dönelim ve Geoffrey'in hikayesine göre Arthur'un efsanesine göz atalım: Arthur, Britanya topraklarını koruyan ve krallığı geniş topraklara yaymış başarılı bir kraldır. Babası Uther Pendragon'un ölümünden sonra 15 yaşında tahta çıkmıştır. İrlanda ve İskoçya topraklarından gelen savaşçıları yenmiş ve 12 yıl süren bir barış sağlamıştır. Bu uzun barış sürecinden sonra Arthur, topraklarını Norveç, Danimarka ve Gaul (bugünkü Fransa, Belçika, Lüksemburg, Kuzey İtalya'nın batısı, Almanya ve Hollanda'nın bazı bölümleri ile İsviçre'nin büyük bir bölümü) ile genişletir. Bu hikayede büyücü Merlin'e, Arthur'un karısı Guinevere'ye, büyücü Morgana'ya ve kılıç Excalibur'a yer verilir. Karakterlerin hikayede sahip oldukları roller ise tarih boyunca değişim göstermiştir.

Hikayenin içine bir aşk efsanesinin katılması ise 12. yüzyılda Fransa'da gerçekleşmiştir. Bu efsanelere göre Arthur'un karısı Guinevere, kralı Lancelot ile aldatmıştır. Guinevere ve Lancelot arasındaki romantik ilişki, bu hikayelerde öne çıkan unsurdur. Geri planda kalan Arthur, daha yaşlı olarak betimlenir. Ayrıca öne çıkan karakterler arasında Yuvarlak Masa Şövalyeleri'nden Perceval, Galahad ve Gawain ile en ünlü aşk hikayelerinden birinin kahramanları Tristan (ile Isolde)gösterilebilir. Kutsal Kase (Holy Grail) efsanesi de bu hikayenin parçalarından biridir.

Tüm bu unsurlar katıldığında efsane şu şekli almıştır:
Arthur, Kral Uther Pendragon'un evliliğinden olmayan çocuğudur ve gizli bir biçimde yetiştirilmiştir. Kralın ölümünden sonra kimin tahta çıkacağı ile ilgili sorunlar başlar. Bir kayanın içine saplanmış bir kılıç vardır, ve inanışlara göre bu kılıcı yerinden çıkarabilecek tek kişi kendisine krallık yetkileri verilmiş olan kişidir. Arthur, kılıcı yerinden çıkarır ve Camelot'taki tahtına çıkar.

Arthur'un en büyük düşmanları arasında tahta göz koymuş üvey kızkardeşi Morgan le Fay (Morgana) ve yeğeni Mordred (Modred) bulunur. Arthur ve güçlü bir büyücü olan Morgan le Fay'in anneleri aynı kadındır. Mordred'in Arthur ve Arthur'un kızkardeşi Morgause'un çocuğu olduğu da bazı efsanelerde söylenir.




CAMELOT


Camelot, Kral Arthur efsanesiyle ilişkilendirilen ünlü kale ve saraydır. Arthur'un erken dönemdeki hikâyelerinde adı geçmeyen Camelot, ilk kez 12. yüzyıl Fransız şövalyelik efsanelerinde ortaya çıktı. Zaman içinde Arthur diyarının fantastik başkenti ve sembolü haline dönüştü. Hikayeler, Camelot'un Britanya'da bir yer olduğunu anlatırken, bazen de gerçek şehirlerle ilişkilendiriyor; fakat tam konumunu açığa çıkarmıyor. Çağdaş araştırmacıların çoğu Camelot'un tamamıyla hayali bir yer olduğu ve coğrafyasının romantik yazarlar için çok uygun olduğu görüşünü paylaşıyorlar. Kral Arthur efsanesi araştırmacılarından Norris J. Lacy'ye göre "Camelot, bilhassa hiçbir yerde olmadığı için her yerde olabilir." Buna rağmen, 15. yüzyıldan beri "gerçek" Camelot'un tam olarak nerede olduğuna dair çeşitli savlar öne sürülmüştür. Günümüzde ise popüler kültür ve turizm amacıyla bu iddialara yenileri eklenmektedir.


20 Aralık 2012 Perşembe

Çivi Modası :)



Son moda olan şu çivi (zımba) olarak da bilinen bir şey var abi o kadar tarz ki. Benim de hoşuma gidiyor. Bayılıyorum, böyle resimlerde gördüğümde ölüyorum falan. Türkiye'de çok az bulabiliyorsunuz. Çünkü en kaliteli, en yaratıcı olanları yurtdışında ve yabancı alışveriş sitelerinde satılıyor. Kıyafetlerden, çantalara, ayakkabılara, bilekliklere kadar fena bir moda olmuş. Hastası oldum. Taytlarını gördüm geçen, en kısa zamanda almayı düşünüyorum. Kesinlikle çok seksi gösterdiğini düşünüyorum! :)




Metal renkleri falan da o kadar güzel ki. Ay tamam daha fazla dayanamıyorum!!! İSTİYORUM! 

12 Aralık 2012 Çarşamba

12.12.12


Ne harika bir gün öyle değil mi? Bir daha gelmez valla. :) Özel bir tarih bence. Anlamlı buluyorum böyle tarihleri. 12:12 olunca ben de Cem Adrian'ın yeni klibi olan "Mutlu Yıllar" şarkısını dinliyordum. Öyle girdim yani, akşama kadar bekledim pek bir sürprizle karşılaşmadım. Ama eminim ki gün içinde bazı insanların başına çok özel ve güzel şeyler gelmiştir. Oh ne güzel. Okulda bugün ne oldu biliyor musunuz? Tam coğrafya dersindeydik yani 5.dersteydik. Biz öğlenci olduğumuz için hava da kararıyor o saatte tabi. Dersin sonuydu, arkadaşlarla toplanmış o gürültü de kitap okumaya çalışıyorduk. Ben de hem kitap okuyor, hem mp3 playerımdan müzik dinliyordum. Aaaa bir şak diye elektrikler gitmesin mi? :O Herkes yarı karanlıkta kaldı. Tabi bizimkiler de bir sevindiler ki anlatamam. Hani elektrikler gidince erkenden çıkma ihtimalimiz oluyor çünkü. Millet ooo falan yapmaya başladı. Neyse coğrafyacı çıktı Tarih hocamız geldi. Kızlar hocalara sormuşlar, tabi hemen biri gelip sınıfa hadi çıkıyoruz dedi. Bu vesileyle erken çıkmış olduk. Bugünün farklılığı bizim açımızdan böyle geçti. Ha bir de yılbaşında neler yapacağımızın üzerinden yeniden konuştuk ve geçtik. Artık kızlarla kararlaştırmış olduk. Sabah böyle Taksim-Marmara Forum akıyoruz. :) Öyle yani bir başka ilginç günde görüşmek üzere ;)

Çekiliş varmış!

http://rendastyle.blogspot.com/2012/12/giftviva-by-fergie.html

Çekiliş varmış! Fergie'nin Viva parfümü hediye edilecekmiş. Ben de katıldım ve burada duyurmak istiyorum şans bu size de çıkar belki. ;)

9 Aralık 2012 Pazar

Bu çantalar artık her yerde moda!


Sevimli çantalar...

Son zamanlarda bu tip sırt çantaları çok moda oldu. Ben her yerde, herkesin sırtında rastladığım insanlarda böyle çantalar görüyorum. Bence de gerçekten çok hoş duruyor. Ekim ayının sonu gibi arkadaşımla akşam üzeri dışarıda geziyorduk. O da bu tip bir çanta aldı. Onun aldığı çanta açık kahverengi deri sırt çantasıydı. Gerçekten çok hoş duruyordu. Bende bir ara böyle almayı düşünüyorum.


Leopardan asla vazgeçemiyoruz değil mi? Son zamanlarda da en çok leopar desenleri hakim gibi. Sizce de öyle değil mi? Bu çok uzun süredir var olan bir şey. Taş devrinde bile leopar deseni vardı yani gerisini siz düşünün. :) Artık kadınların vazgeçilmezi olmuş ki çantalara, ayakkabılara, takılara ve daha bir çok şeye yansımış. Kıyafetlerde de leopar hoş duruyor tabi iyi kullanılırsa. Çok göze batmayacak şekilde sade daha iyi. Ben leoparlı herhangi bir şey kullanmayı da seviyorum. :)

3 Aralık 2012 Pazartesi

Noel'in Yaklaştığını Hissedin!


Dinlemeden geçmeyin derim! ;)

Chris Rea - Driving Home For Christmas


İnanır mısınız bu şarkıyı uzun süredir arıyordum. Şans eseri bugün buldum. Bu şarkıyı ilk kez bir kaç sene önce teyzemin mp3 playerında dinlemiştim. İçinde "Christmas" geçen her şey şu 2012'yi yaşadığımız son ayda çok anlamlı gelmeye başladı. :) Dinleyin derim. ;)