27 Ocak 2013 Pazar



Zamanında konuştukça konuşmak geliyordu içimden.
Sadece gelmek ile kaldığını, boğazım düğümlendiğinde anlıyordum.
Şimdilerde içimden konuşmak bile gelmiyor.
Boğazımda kurak bir mevsim,
Bir veda havası kalmış nefesimde,
Ölüyor muyum?
Bilmiyorum…

Çünkü biliyordun. Defalarca gidip, tekrar döndüğünde seni bıraktığın gibi karşılayacağımı biliyordun. Eskisinden daha fazla seveceğimi de biliyordun. Bu kadar kör olduğumu bir tek ben bilmiyordum...

24 Ocak 2013 Perşembe


Gün geçtikçe daha çok büyüdüğümü hissediyorum ve her büyüdüğümde daha çok zorlaşıyor hayat. İnsanın büyümesiyle, hayatın zorluğu doğru orantılıdır. Ne kadar büyürsen, o kadar zorlaşır. Geçmişte yaptıklarımı ve söylemlerimi hatırladığımda, ne kadar büyüdüğümü ve ne kadar değiştiğimi anlayabiliyorum. Artık küçük meselelere kafa yormayıp, büyük meselelerin sebeplerini arıyorum. Bana göre büyük, topluma göre küçük meseleleri…

22 Ocak 2013 Salı

...


Akışına bırak.
Konuşmak istese yazardı.
Ya kalbinde başkası var, ya yanında.
Her şey olacağına varır.
Akışına bırak diyorum da...
Bıraktığımda gidiyor.
Gitmesi sorun değil, geri gelmiyor.
Çünkü o aptal.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Küçük bir anı...


Seni sevmek bana huzur, mutluluk veren tek şeydi. Sen gittikten sonra ne huzurum kaldı ne de mutluluğum. Hayatımda çok şey değişti, mesela seni kaybetmek gibi. Biliyor musun? Aslında aynı yaşlara birlikte girmeliyiz. Lunaparka gidip deli gibi eğlenebiliriz! Çocukluğun dibine vurabiliriz! Sabaha kadar sokaklarda dolaşıp içebiliriz de... Ama ne olursa olsun biz birbirimize aşık olmayalım. Hep benimle kal o huzuru, o mutluluğu bana tekrardan hissettir. Sımsıkı sarıl bana. Hiç bırakma, kimselere verme beni. Bilirsin ben yalnız kalmayı sevmem. Sende yalnız bırakmayı...

17.01.2013 / Yazan: Esra Dila Terzi

O benim çok yakın bir arkadaşım. Kankam, kardeşim. Biz sıkıldığımız zaman böyle yazılar yazarız. İşte bu da onlardan biri. :)

12 Ocak 2013 Cumartesi

Yağmurlar Yağdığında...


Her yağmur yağdığında adeta huzur buluyorum. Böyle bir sessizlik oluşuyor. Sanki tüm dünya o sesi dinliyor... Her defasında yağmur damlalarının yere düştüğünü görüyorum. Sanki hava ağlıyormuş gibi... Bazen de biz ağlarız ya. Sanki o sessizlik olunca içimiz ağlıyor gibi. En çokta yağmurda yürümek hoşuma gidiyor. Hatta bazen sokaklar boşalınca, herkes evine girince yürümek o kadar güzel oluyor ki... Yağmurda yanınızda belki en yakın arkadaşınızla, sevgilinizle ya da her kimse birlikte yağmurda yürümenin keyfini çıkartın derim! Açıkcası ben hep tek başıma yürüdüm. Bazen de arkadaşlarla. Ama yağmuru izleyip, zevkini çıkartarak yürümenin tadı çok başka. Hatta müzik dinliyorsunuz, ama müzik sizin arka fonunuz oluyor. İşte bu çok başka bir şey. Her yağmur damlasının ayrı bir önemi var bence. Her damla başka bir hikayeyi anlatıyor mu dersiniz? :)

9 Ocak 2013 Çarşamba

Tek Başına Duygular...




İstanbul’dan martıların göçüp gitmesi gibi. Kız Kulesinin yalnız kalması gibi. Her şey anlamını yitirmiş, hayatın anlamları kırılıp dökülmüşler.


Kendi kabuğuna çekilip yaşamaya çalışmak. Hiç kimseden,hiçbir şeyden beklenti içinde olmamak. Olamamak ya da. Kimseyle konuşamamak. Kimse anlamadığı için mi? Onlar mı farklı? Duygular mı farklı? Anlamayan kim? Hayatı baştan sona yanlış anlamak mı bu? 
Hayallerini gerçekleştiremeden, sadece kağıtlara yazarak gerçekleştirebilen biri. Hayattan elini ayağını çekmiş biri. Umutlarını bulutlara göndermiş biri. Kırgınlık mı bu? Alışmak mı? Ertelemek mi acıları, yarınlara? 
Uyumak. Uyanmak. Hiçbir amacı olmayan, hiçbir beklenti içinde olunmayan, hiç kimsenin beklenmediği yeni bir güne uyanmak. Hayatın ortasına bir delik açılmış ve içine hiçlik serpilmiş gibi.
Beklediğiniz birinin olmaması. Size boş bakan gözlere boş gözlerle cevap vermek. Size söylenen hiçbir söze aldırmamak. Hiçbir eleştiriye, hiçbir güzel söze hiçbir şekilde tepki vermemek. Giyilen kıyafetler içinde sadece bedeninizin yer alması. Duygular nereye gittiler? Alışmak mı? Hissizleşmek mi? Terk mi ettiler duygular kalpleri?
İstanbul mu olmak? Kız Kulesi belki. Martısız.
Kimse yok. Bi başına.
Sadece, birlikte sarılıp uyumak; yalnızlıkla...


http://zurafaboynu.tumblr.com/ dan alıntıdır. 

8 Ocak 2013 Salı

Her Şeyin İyi Olacağına Söz Verir Misin?


-Not: "Justin Bieber - Be Alright" şarkısını dinleyerek okuyun. Ya da Justin dinlemeyenler varsa "Hot Chelle Rae - Tonight Tonight" şarkısını da dinleyebilir. İyi okumalar!

Bir deniz... belki binlerce yol... Gidilmeye değer onca yol.
Mutlu olacağımıza inanacağımız şeyleri yapmaya değer bu yollar. Belki şimdi değil ama 2-3 sene sonra istediğimiz yolda gidebileceğimiz bir karavan belki de. Müzik ve yollar sadece.  Şu an ki üzüntülerimiz, acılarımız anca böyle dinebilir değil mi? Biz böyleyiz. Biz genciz. Hayallerimiz var. Her şeyin iyi olması için çabalıyor ve inanıyoruz. Üzülüyoruz, hemde binlerce yol gider gibi. O yolların uzunluğu gibi üzülüyoruz. Yine de her şeyin iyi olmasını söyleyenlerin yanımızda olması ne güzel. 
Her şey daha iyi olacak değil mi?
Hayallerimizi gerçekleştirecek miyiz?
Bana bunun gerçek olabileceğini söyleyebilir misin?
En önemlisi de bana ve bunu yapabileceğimize inanabilir misin?
Kavgalardan uzaklaşabilecek miyiz?
Çok iyi olmayan ama yine de hayallerimizin olacağı ve yolların bizi götüreceği yerlere gidecek miyiz?

Hadi şimdi bana bir söz ver. Her şeyin daha iyi olacağı bir yaşam kuralım. Kamp yapalım, bilmediğimiz yerlere gidelim ve hatta yeni yerler keşfedelim olur mu? Buna ihtiyacımız var çünkü. Destek olmaya ihtiyacımız var. Birlikte bunları yapmaya ihtiyacımız var...


5 Ocak 2013 Cumartesi

Kendinizi İyi Hissedeceksiniz.


Kim ne derse desin, aynanın karşısına geç ve gülümse. Dişlerine, kilona, sivilcelerine en önemlisi kendine küsme. Çık, gez. Sev, ağla. Her duyguyu tat. Açık sözlü ol, asla kırma. Sev ama abartma. En çok kendine değer ver, başkalarını değil kendini sahiplen. Kendini odana kitleme, hayat dışarıda. Annenden veya babandan nefret etme, bil ki en çok onlar değer veriyor sana. Onlara kızmak yerine onları mutlu etmeye çalış. Unutma ki onlar da bir gün gidecek. Sevdiğin insanlara sevdiğini hissettir, onlara onları ne kadar sevdiğini söyle. Yarın belki de çok geç olabilir. Geçmişte takılıp kalma mesela, geçmiş sonuçta. Hep geleceğe bak. Hayaller kur. Hayallerinden kimse için asla vazgeçme. Einstein'a da gerizekalı demişlerdi, atomu parçalayıp ellerine verdi. Küçümseme kimseleri. Bil ki onların da hayatında zorluklar var. Kimseyi büyütme gözünde. Yeni insanlarla tanış mesela, onların hikayelerini dinle. Kendine güven, kimse senden üstün değil. Evet, belki berbat bir hayatın var ya da belki kendini yalnız hissediyorsun ama unutma ki senin gibi milyonlarca insan var dışarıda. Seni değersiz hissettiren insanlara gülüp geç. Seni tanımıyorlar, sen kusurlarınla mükemmelsin. Senden bir tane daha yok bu dünyada. Şimdi kaldır o başını ve gülümse. Gülümsemek herkese yakışır çünkü, en çok da sana. ;)

3 Ocak 2013 Perşembe





Gözlerimi açıyorum.
Ellerim ellerinde. 
Gözlerin gözlerimde.
Elini çekiyorsun, üzülüyorum
Sonra. 
Saçıma gidiyor ellerin.
Saçlarımın sana ihtiyacı var, biliyorsun
Saçlarımı kokluyorsun.
Konuşmuyoruz.
Sadece.
Bakıyoruz.
Anlamlar yüklüyoruz bakışlarımıza
Kalplerimize dokunuyoruz.
Gülümsüyorsun sonra.
Ben de gülümsüyorum.
Gözlerimizi kapatıyoruz. 
Mutluyuz.
Kabus görmeyeceğiz.
Rüyalarım.
Seninle süslenecek.
Yanımdaki sen.
Kalbimdeki sen.
Her şeyimle. 
Sen. 


Kaynak: http://zurafaboynu.tumblr.com/ (Takip edin iyidir iyi.)

1 Ocak 2013 Salı

2013!


Ne güzel geldin sen öyle. Umarım iyi bir sene olursun. Umarım 2012'de yaşanan kötü şeylere karşı iyi bir sene geçirebiliriz. Kavgasız, gürültüsüz, savaşsız... Her yıl bir önceki yıldan daha güzel olması dileklerimle.
Mutsuz olanlar mutluluğa adım atsın. Yüzümüz bu sene de gülsün. Bütün bir sene boyunca ağlamayalım. Üzücü olaylar yaşamayalım. Hepsi bizim elimizde. Yine de güzel bir yıl olsun! 

Bu sabah yeni yılın ilk günüydü. Gece 3.30 civarları falan uyuduğumu hatırlıyorum. Çok eğlenmiştim. Akşam saatleri içime bir öküz oturmuştu ki anlatamam. Hayır niyeyse bir şey oldu böyle ağlamak geldi içimden. Ağlayamadım da. Boğazım düğümlendi falan. Sebebi de yok. Bir şeye de üzülmediğim halde oldu. Neyse gelelim güzel anılara... Bol bol fotoğraf çektim. Her zaman olduğu gibi :) Dans edip, eğlenmeye çalıştım. 2012'yi layık olaraktan uğurladık. Rihanna - We Found Love ile geri sayımı yaptık. Ardından Kenan Doğulu - Şans Meleğim ile dağıttık... Kısacası fena değildi. Yeni yıl sabahı harika bir rüyayla uyandım. Karışık rüyalarda gördüm tabi ama böyle uyanacağıma yakındı bu. Kare kare hepsini çok iyi hatırlıyorum. Söylediklerimi de falan. İyiydi, güzeldi. Ama uyanmak istememiştim. Gelmiş benim annem bitaneciğim "Hadi canım uyan" diyor kulağımın dibinde. Bende rüyadayım ya gülümsemişim. Bu bir şeyler söylendi bende "Hııı" diye cevap vermişim. Sonra gözlerimi açmadım tabii. Rüyama devam edeyim dedim, annem gelince o güzelim rüya bir anda kaybol sen! :O Gitti yani. Devamını görmek isterdim. Uyudum 12'ye kadar. (E o kadar uyuyalım yani geç yattık oğlum.) Sonra eve geldik yine aynı yine aynı. İçim sıkıldı. Pek bir değişiklik yoktu da sebepsiz mutsuzum şu an öyle...