Bazen sözcüklerin içinde öyle kaybolurum ki, öyle şifreler koyarım ki çözemezsin beni...
19 Kasım 2012 Pazartesi
Özel insanlar: siz benim için çok değerlisiniz.
16 Kasım 2012 Cuma
Şömine etrafında geçirilen güzel zaman.
Hadi farz edelim ki şömineli bir evdesiniz. Yanınızda en sevdiğiniz kişi de var, öyle düşünelim. Kafanızı dinlemek için, iyi bir hafta sonu geçirmek üzere o evdesiniz. Şöminenin önünde yerde armut koltuklar var. Sevdiğiniz kişi siz orada otururken, kahveleri getiriyor... Daha sonra kahvenizi size verip, karşınıza geçip oturuyor. Bir süre boyunca yanan ateşi izliyorsunuz. Tabi kahvenizi de içiyorsunuz. Dışarı da ince ince kar yağıyor. Bir yandan gözünüzün ucuyla cama damlayan ince karı seyrediyorsunuz. Kahveler bitince yanınızdaki kişi size gitarını getiriyor. Hani klasikleşmiştir ya şömine varsa gitar da var misali. Karşınıza geçip gitarını alıyor eline ve en sevdiğiniz parçayı çalıp söylemeye başlıyor. Siz hala yanan ateşi seyrediyorsunuz. Ama bir kulağınız da çalan şarkıda. Sonra birden sizde mırıldanıyorsunuz. İşte o an o kadar harika bir şey oluyor ki... O anı ölümsüzleştirmek istiyorsunuz. Cebinizden telefonunuzu çıkartıp, bir kaç fotoğraf çekiyorsunuz. O kişi hala gitarıyla size sevdiğiniz parçaları çalıyor. Sesi de öyle güzel ki. Dinlemeden edemiyorsunuz. Dayanamayıp o kişinin yanına oturuyorsunuz. Başınızı onun omzuna koyup, şarkıya eşlik ediyorsunuz. O kadar etkileyici ki! Yaşadığınız güzel bir an sadece. Hadi diyelim ki o çalan şarkı da "Whitney Houston - I Will Always Love You" (Ben bu şarkıyı seçtim, siz yerine göre seçebilirsiniz.) Harika bir akşam yaşıyorsunuz. Cuma gününün enerjisi içinizde... Ve tüm gece istediğiniz saate kadar gitarlı, müzikli iyi bir zaman geçiriyorsunuz. Dikkat: "Sevdiğiniz biriyle." Orası size kalmış, kimi yanınızda isterseniz o olsun. Ve keşke bu da hayal olmaktan çıksa. Umarım bir gün herkes buna benzer bir şey yaşar. Hiç yaşamadım, ama eminim çok keyiflidir. Bilmiyorum ama şömine olayına bayılıyorum. Konuyu bir yere bağlamaya çalışmıyorum işte sadece hayallerimden birisiydi. Siz de kendinize göre değiştirebilirsiniz. Unutmayın: "Asla asla demeyin." Sadece bu kadar. ;) Xoxo
Prenses bugün mutlu uyandı.
Cuma günü ya bugün hafta sonu geldiği için mutlu oluyor insan. Yarın ingilizce kursum var ve gitmeyi düşünmüyorum açıkcası. Önümüzdeki hafta da sınav haftası. Yarın gerçekten dinlenmeyi düşünüyorum. Kendimi toplamam lazım. Sınavları fazla takmıyorum bu yüzden rahatım. Gerçi bayadır kendime de vakit ayıramıyorum ama neyse. Yaparız bir şeyler, buluruz. Okumam gereken bir kitabım var çok az okuyabiliyorum. Nedeni ödevler, dersler falan. Ayrıca öğlenciyim akşam fazla vaktim de kalmıyor. Abi lise de öğlenci olmak nedir ya? İyi yanları, akşam geç uyumak. Kötü yanı, tüm gününün okulda geçmesi. Bilmiyorum valla ben de günlerimi şaşırdım. Eskiden daha iyiydi. Sabahçıydık öğlen istediğimizi yapıyorduk. Geziyorduk, kendimize vakit ayırabiliyorduk. Şimdi böyle bir sıkışıklık içerisindeyiz. Bizim işimiz de zor. Alacakaranlık - Şafak Vakti 2 çıktı bugün. Ne zaman giderim bilemiyorum ama çocukluk arkadaşıma sözüm vardı. Umarım bir plan yapabiliriz. Neyse işte biraz sonra okula gideceğim. Bölüm dersimizin 1 dersinde küçük bir parti yapıyormuşuz. Bu yüzden yemek falan hazırladım. Harika da patates salatası yaparım yani :) İşte böyle. Görüşürüz millet! Gününüz güzel geçsin çok öptüm sizi xoxo
12 Kasım 2012 Pazartesi
Yılbaşı Yaklaşıyor!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)