19 Ekim 2013 Cumartesi

Yeniden Merhaba!

Herkese uzun bir aradan sonra merhabalar!

Çooook uzun zaman oldu... Buraları unutmadım. Bu yaz karma karışık geçtiği için vaktim olmamıştı. Bir gireyim dedim. Bir bakayım. Bir şeyler yazmaya başlayayım. Özlemişsinizdir belki?
Ben sizleri özledim. Yeni yeni başlıklar altında konularımla geldim. Yeni konuma girmeden önce de bu yazıyı "Hoş geldin" olarak koyalım dedim. Fikirlerim değişti, uzun zaman içinde bir çok şey oldu. Bir çok ders aldım. Hatalar, yalanlar ve insanların gerçek yüzleri derken kaybolup gitmişim meğerse! Anlatacak çok şeyim var. Öncelikle hepinize Merhaba, Hoş geldim. :)

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Pişman mı oldun sen?

Ya ben gerçekten anlamıyorum. Anlam veremiyorum. Bakın ne oldu biliyor musunuz? 

Hani bir önceki yazımda belirttiğim kişiyi unuttum sildim demiştim. Gerçek anlamıyla içimde bitirip, sildim. Uzun zamandır hayatımda yeni biri var. Çok mutluyum gerçekten. Hani böyle bir üzüntü sıkıntım falan da yok. Bugün öyle kankama gitmiştim. Tatile gidiyorum bu cumartesi, hani görüşemeyiz 1 hafta diye gitmiştim. Tabi biz fotoğraflar çektik. Sonra ben eve geldim ve o fotoğrafları bilgisayarıma attım. Daha sonra da Facebook hesabıma yüklesem mi yüklemesem mi kararsız kalmıştım. Bir erkek arkadaşıma sordum dedim hangisi karar veremiyorum profil olsun sence hangisi olsun dedim. O da bana 2 resim arasından 1 tanesini koymamı söyledi. Bende seçip koydum. Daha sonra hesabımdan çıkış yaptım. Bilgisayarımı yeniden açtım ve hesabıma girdim. Bildirimlere bakıyorum... 
Kim beğenmiş, kim yorum atmış bir bakıyım dedim. Beğenenler listesini açtım. Aaa bir de kimi göreyim? 
Benim o unuttuğum, silip attığım kişi! 
Ya inanamadım yok böyle bir şey. 
Ben her fotoğraf koyduğumda en güzelini beğeniyor sanki. Ya neden beğeniyorsun ki? Bana kendini yeniden mi hatırlatıyorsun amacın ne senin? Her şeyi silip attım ama hesabımdan silmedim. Niye biliyor musunuz? 
Çünkü yeni erkek arkadaşımla, ya da her hangi bir şekilde fotoğraflarımı, durumlarımı, paylaşımlarımı görsün kıskançlıktan ölsün beni kaybettiğini ve çok yazık olacağını anlasın istedim. Bu yüzden hala ekli. Yoksa çoktan silerdim. Hani bir de sırf meraktan o da ne halt karıştırmış diye. Yoksa inanın her şey benim için bitti. 
Ne biliyim sen beni sevmediğini söylüyorsun ama durum, fotoğraf beğeniyorsun. Ya neden? Neden sen hayatımdan çıkamadın? İlk aşkım da olsan bittin sen benim için ben bitirdim işte. Ne gereği vardı şimdi akşam akşam bir hatırlatayım çıkayım demenin? Bende seni anlamıyorum işte. Ama köpekler gibi de pişman olsan sana geri dönmem o kadar zor ki...
Geri dönmeyi de geçtim, hani demişsin ya değer verdiklerim değer vermiyor gibisinden bir durum paylaşmış bakın o kadar saçma ki acındırıcı böyle... Hani o zamanlar en çok değer veren sana da bendim, şimdi bakalım sana kim değer veriyor? Kaldı mı acaba etrafında kimse? Çok merak ediyorum cidden, etrafındaki kardeşlerine ne oldu senin? YALNIZ MI KALDIN YOKSA? 

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Her şey bittiğinde...

Bu sefer onu tamamen hayatımdan çıkarttım. Hani şu unutamadığım ve unutmaya çalıştığım kişi. Hani beni öylece bırakıp, gerisini ve benim ne halde olacağımı düşünmeyen kişi. İşte onu yine rüyamda gördüm. Telefonla konuşuyorduk. Ve onun sesiydi. Nerede olsa tanırım... Geri dönmeye çalışır gibiydi. Çok uzun konuştuk, sonra saçma sapan bir rüyaya dönüştü. Anlayamadım. Bugünden itibaren artık sen benim için bittin. Ben o defteri bugün kapattım. Kesinlikle benim için artık sona erdin. Hani unutamıyorum seni diye mesaj atıyordum ya sana, işte onlar içinde hiç pişman değilim. Hayatında bir iz olarak kalması dileğimle...
   
     Hani sana kıyamazdım, hani seni nasıl uzaktan sevebilmiştim? Hatırlıyor musun acaba şimdi bunları? Ya da hiç düşünmüş müydün? Bilemiyorum ama hiç pişman değilim. İyi ki sevdim, iyi ki yaptım, iyi ki yazdım. İz olarak kalsın diye yaptım. Pişman olursun, belki geri dönersin diye düşündüm. İnandım sana. İnandım ve beni bırakırsan, hayatın mahvolacak demiştim kendi kendime. Öyle de oldu. Çokta iyi oldu biliyor musun. Hiç acımadım sana. İşte şimdi bugün burada hiç acımadan tek vuruşta içimde öldürüyorum seni. İstediğin yer gidebilirsin. Artık kiminle olursa ol benim değilsin. Artık sen benim aklımda bile olmayacaksın. İnan bana daha da güçleniyorum. Seni öyle zavallı, kızların peşinde koşmaya devam ederken gördükçe sana çok acıyorum. Çünkü zalimsin ve acınacak durumdasın. Ki olur da geriye dönüp, gerçi sen dönmezsin ama olur da bir mesaj daha atarsan inan acısını çekersin. İnan bana bunu yaparım. Seni hayatımda değil görmek seninle karşılaşmak dahi istemiyorum artık. İzmir sana ait değil. Bir gün şayet gelirsem inadına Karşıyaka'ya da uğrarım belki kolumdaki yeni erkek arkadaşımla. Belki görür, belki de görmezsin. Ama inan sen İzmir'e de değmezsin. O sevdiğim aşık olduğum şehirde yaşamanı bile istemezdim. Sonuçta senin yüzünden orayı sevmeyecek değilim. 

Bugün tüm nefretimi buraya döküyorum. Döküyorum çünkü bundan tamamen kurtulmak istiyorum. Hayatıma gel bak, yeni insanlar beni bekliyorlar. Peşimdeler biliyor musun? Bir an olsun bırakmıyorlar beni. Hele içlerinden biri var ki, senden bin kat iyi desem yeridir. Senin gibi öküz değil. 

Acı çek istiyorum tamam mı? Benim çektiğim o acıyı değil ama bin kat beterini yaşa istiyorum. Hayatın mahvolsun, yıkımlar yaşa ayağa bir daha kalkama düş istiyorum. O çok güvenip kardeş yerine koyduğun arkadaşlarına da dikkat et. Bir gün içlerinden birisi seni fena bir şekilde yıkabilir. Haberin olsun.

Ve şimdi, artık gerçekten umrumda değilsin. Ölsen, kaza geçirsen üzülmeyeceğim. Hani durum paylaşmışsın "Bugün az kalsın profil resimleriniz ben olacaktım, ölüyordum." diye. Beter ol bu bana yeter. Nasıl olsa bunu öbür tarafta ödeyeceksin. Bu senin yanına kalmayacak. Bu dünya da bana çektirdiğin acıyı, öbür dünya da sen yanarak çekeceksin.

Tüm söyleyeceklerim ve nefretim bu kadar. Sonsuza kadar sana hayatında başarısızlıklar, çıkacağın ya da şu an belki de idare edip belki de kandırıp çıktığın o kızlarda seni diğerleri gibi terk ederlerse sakın bana gelme olur mu? Çünkü ben artık başka kalplerin odalarında olacağım. İyi uykular.

4 Temmuz 2013 Perşembe

Ben Böyle Seviyorum

Herkese yeniden merhaba! Uzun zaman oldu ben buralara gelmeyeli... Emin olun bende çok özledim. :) Hadi o zaman şöyle güzel bir başlangıç yapalım. 


Sen hiç birini sevdin mi?
Ben sevdim.
Seni...
Anlatayım mı?

Ben böyle sevmeyi biliyorum.
Aptalca!
Düşüncesizce.
Çocukça.
Savunmasızca.
Ben böyle sevmeyi biliyorum.
Ben böyle seviyorum.
Yaralanırcasına, kanaya kanaya, acıya acıya, ağlaya ağlaya...
Ben belki sevmeyi bilmiyorum.
Ama ben böyle sevmeyi biliyorum.
Her söylenene inanırcasına, verilen her söz tutulacakmışcasına.
Belki ben acı çekmeyi seviyorum. 
Belki ben acıyı seviyorum seni değil.
Ama ben sadece bunu biliyorum. 
Ben seni böyle seviyorum. 
Ben kendime engel olamıyorum...


Gerisini merak ediyorsanız eğer gerçekten dinlemelisiniz. Onur Yar'ı çok severim. Pal Fm de radyocu. Belki bilirsiniz. Yine de sizinle paylaşmak çok güzel.
Dinlerken emin olun çok şey düşündürecek size.

14 Mayıs 2013 Salı

Yanlışa Alışmışım Bi Kere

Sen ne kadar yanlış olursan ol, ben hiç bir zaman senden vazgeçemedim. Hiç bir şekilde aklımdan atamadım. Sen sadece bahanelerle geldin karşıma. Ben bunlara sadece ağlayarak cevap verebildim. Pişman mı oldum seninle geçirdiğim zamana? Bana bu zamana kadar çektirdiğin o lanet olası acı yüzünden çok mu kızdım sana? HAYIR. Kızamadım çünkü yapamadım sana kızmaya bile kıyamazken sen beni öylece bırakıp gittin. Sonra ikimizin hayatında da çok saçma ve kötü şeyler olmaya başladı. BİLİYORUM. Biliyorum sen sakın bilmiyorum sanma. Uzaktan hep izliyordum çünkü ben. Pusuda bekliyordum sanki. Sonra bula bula bugünü buldum. Yani senin doğum gününü... 
Sonra bil bakalım ne oldu? 
Ben yine seni hatırladım. Yine o eski günlerimizi. Sana inandığım, sevgine inandığım o günlere geri döndüm adeta. Uzun zamandır gururumdan yazamadım, soramadım sana bir gün bile nasıl olduğunu. O tek bir günü bile nasıl geçirdiğini ya da neler yaşadığını... 
Ama ben hep biliyordum senin her zaman iyi bir kalbinin olduğunu. Dua ettim sana kalbin iyi ve doğru yolda yürüsün diye. Doğru insanlarla karşılaş diye. Yeri geldi, kızdım sana kendi kendime triplere girdim. Nasıl sevebildim? dedim kendime. "O seni böylece bıraktı ve sen hala onu düşünüyorsun." dediler. Ben ne yaptım? Dinlemedim onları. Kendi bildiğime gittim hep. 
Ama bugün öyle bir gün ki, sen doğmuşsun ve hayatıma girdiğin günler aklıma geldi. Sonra ben duramadım mesaj attım sana. Görevimi yerine getireyim dedim. İnsanız sonuçta. Sonradan arkadan konuşmalar olmasın. İyiliğini istedim hep. Hakkında saçma sapan konuşsalar bile aldırmadan sustum hep. 
Kendime yenildim yine. Sana yenildim yine. 
Sen bir yanlıştın ve ben o yanlışı o kadar çok sevmişim ki alışmışım hep o yanlışı yapıyorum. 
Hep sana geliyorum. Bu defa sana geldiğim bu yolda lütfen beni pişman olmaya zorlama.
Kader işte bu ne olur bende bilmiyorum. Ne yaptığımı bende bilmiyorum. Her şey için erken ama ben seni sevmekten vazgeçemiyorum. 

6 Mayıs 2013 Pazartesi


Ben sevgilimle su savaşı yapmak isterim. Yağmurda ıslanmak isterim. Yürüyen merdivenin tersinden binmek isterim, dolmuşu durdurup saati sormak isterim. Tüm çılgınlıkları yapmak isterim. Onunla tartışmak ve sonunda seni seviyorum deyip sarılmak isterim. Bana karışsın istemem. Bana illa şort giyeceksen benim yanımda giy başkası görmesin desin isterim. Benimle bilek güreşi yapsın isterim.Ağladığımda neden ağlıyorsun yada ağlama yerine sarılsın şebeklikler yapsın isterim. Birlikte çılgınlar gibi dans edelim isterim. Bir sürü fotoğraf çekilelim. Şebeklikler yapalım isterim. Monoton bir ilişki yerine her günü güzel ve eğlenceli geçen bir ilişki isterim. Benim için kalkıp pahalı şeyler alsın istemem. Bana alacağı şeylere para vermek yerine o parayı kenarı atıp geleceğine yatırım yapsın isterim. Beni mutlu etmek istediğinde ülker çikolatalı gofret alsın isterim. Ben sevgilimin yanında rahat olmak isterim ve onunda benim yanımda öyle olmasını isterim.

30 Nisan 2013 Salı

...


Mesela öyle biri olmalı ki benim için, korumalı beni kollamalı. Üzüntümü anlamalı ben ağlıyorsam benimle ağlamalı. Benimle gülmeli. Kıskanmasın demiyorum ama dozunda olmalı. Dozunu da kaçırmamalı. Fazla boğmamalı. Çok sevmeli, hemde çok...
Çok uzaktaysak bile bir şekilde sesini duymalıyım. Bir şekilde iletişim halinde olmalıyız. Eğer korkuyorsak bir şeylerden ya da birbirimizi kaybetmekten sevgili olmasak da birlikte olsak yine de. Sevgili olanların halini de görüyoruz, bazen 1 ay bazen koskoca bir sene kayıp gidiyor ellerinden. Eee ne oldu şimdi? Koskoca göz yaşları. Boş üzüntüler... Kırılıp giden kalpler mi olmalı her zaman? Niye mutlu insanlar gibi olamıyoruz? Neden hep geçmişe takılıyoruz ki biz? Niye? 
  Üzülmeyelim bundan sonra. Böyle geçmesin günlerimiz, haftalarımız. Seviyorsak söyleyelim birbirimize ama çıkmayalım biz. Sevgili olayına girmeyelim. Girmeden takılalım. Sevgilim deme mesela. Prensesim, Meleğim, Hayatımın Anlamı de. Bunları söyle ama Sevgilim sözcüğünü kendine yasakla. Sevgililik bölgesine girmeyelim. Ama çok sevelim birbirimizi. Sadece farklı bir ilişki yaşayalım. Gerilimden, üzüntüden uzak olalım. Olmaz mı?